top of page
BİNGÖL

KÜLTÜR VE TURİZM

 

BİNGÖL İLİ KÜLTÜR VE TURİZM

KÜLTÜREL DETAYLAR 

Cami ve Kaleler 
 

Sentarius Kalesi

Murat Irmağı Vadisi’ndedir. Bingöl il merkezinin 20 km. çevresini denetlemek üzere yapılan üç önemli kaleden biridir. Urartu dönemine aittir.

 

Kral Kızı Kalesi (Dano-Hini)

Genç ilçesinde yer alan kale Diyarbakır çayı ile Konsper Çayı’nın buluştuğu yerde bir tepeye yapılmıştır. Keynekler denen bu yer yıkıntı durumdadır. Söylentilere göre Pers Kralı Dano kaleyi kızı için yaptırmıştır.

 

Kiğı Kalesi

İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan Kiğı Kalesi,çok sağlam bir yapıya sahiptir. Etrafı sarp kayalıklarla kaplıdır. Kale içinde bina harabeleri bulunmaktadır. Erzincan tarihinde bu kalenin Acemlerin akınına maruz kaldığı rivayet olunmaktadır. Kale'ye giren İranlıların halka büyük işkence yaptıkları, evleri yakıp yıktıkları, erkeklerin çoğunu öldürdüklerinden ve kadınlara kötü davrandıklarından bahsedilmektedir. Burayı terketmeye mecbur kalan ahalinin Kiğı'ya gelip Kaleli mahallesinde yerleştikleri ve bu mahallenin bu yüzden "Kaleli" adını aldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Kale içindeki harebelerde zamanında yapılan kazılarda çeşitli ev ve süs eşyalarına rastlandığı söylenmektedir. Kale'nin Peri Suyu'na bakan yamaçları çok dik olduğundan bu yönden Kale'ye çıkmak oldukça güçtür. Kale'ye dar bir yol ile gidilmektedir. Kale etrafındaki düzlüklerde halen ziraat yapılmaktadır.

Acemler'den önce İslamlar devrinde Hazreti Ömerül Faruk zamanında ehli islam eline geçen Kiğı, Müslümanlardan önce Roma hakimiyetinde bulunuyordu. Ebu Übeyde'nin Başkumandanlığı zamanında Halit Bin Velit, Kiğı Kalesi'ni Roma Hanedanından Kiğa'nın oğlu Talon'dan teslim almıştır.

 

Kiğı Camisi

Kiğı Camii ilçenin en eski eserlerindendir. Minarenin üstünde Arap harfleriyle yazılı bir yazıdan; bu eserin, Bayındırlı Pir Ali Bey Bin İbrahim Bey tarafrından Hicri 700 tarihinde inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Ayrı bir kayıtta ise, bilahare yıkılan minarenin, Hacı Hasan tarafından tamir ettirildiği ve Pir Ali Bey oğlu Pilten Bey tarafından da caminin onarıldığı yazılmaktadır. Akkoyunlular devrine isabet eden bu tarihlerden de anlaşılacağı gibi Kiğı'nın bir Akkoyunlu şehri olduğu meydana çıkmaktadır.

Cami tek minareli ve tek şerefelidir. Avlusunda Kiğı eşrafından Hacı Mehmet Efendi'nin (Zermek Şehzadelerinden) kabri bulunmaktadır. Bu zat ilmi ve üstün zekası ve silahşörlüğü ile de meşhurdur.

 

Halk Oyunları 

Bingöl halk oyunları kendine özgü karakteri ile büyük bir beğeni kazanmıştır. 
Özellikle komşu iller tarafından taklit edilmektedir.Bingöl halk oyunlarının 
bilhassa Diyarbakır'da oynandığına tanık olmaktayız. 

Kartal Oyunu 

Bu oyunda Oyuncular, dağlarda sert kayalar üzerinde uçan kartalları andırır. 
Oyunun, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktığı rivayet edilir. Karlıova'dan 
Şeref Meydanı'na doğru saldırıya geçen Rus kuvvetleri ile askerlerimiz ve milis 
kuvvetlerimiz arasında meydana gelen savaşta galip gelen kuvvetlerimizin kahramanca 
savaşını öyküler. Savaş meydanında kalan düşman cesetlerine kartalların hücum 
etmesiyle, kartal oyunu sembolize edilmiştir. 

Delilo Oyunu 

Oyun kızlı ve erkekli oynanır. Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir. 

Meryemo El ele tutuşarak bir çember yapılır. Tutulan eller içe ve dışa doğru 
sallanır. İleri çökme hareketleri yapılır. Oyun oynanırken şu türkü söylenir. 

Çepik (El Çırpma) 

Çok sert figürleri olan bir oyundur. Oyun, yöre insanının tabiat ile olan 
mücadelesini ve oyuncular arasında bir nevi kuvvet denemesini yansıtır. Oyun; 
davul, zurna eşliğinde oynanır. Müziğin başlaması ile birlikte sağ ayakla oyuna 
başlanır. Üç adım öne yürünür, üç adım bitiminde eller çırpılır. Bu hareketlerin 
bir kaç kez tekrarından sonra eşler birbirlerine dönerek ellerinin içleri ile üçer 
defa sert bir şekilde karşılıklı vuruşurlar. Bu vurma hareketleri bir kaç kez 
yapılır 

Çaçan 

Hareketli bir oyundur. Yörede en çok sevilen ve tutulan oyunlardandır, Ayaklar yeri 
döverek tempo tutulur ve öne doğru üç sıçrama yapılır. Hareketlerin aynı anda 
yapılmasına özen gösterilir. Oyun oynanırken en çok şu türkü söylenir. 


Diğer Halk Oyunları 

Gövend (Halay), Horani 

Seyirlik ve Eğlencelik Oyunlar 

Sarımsak Oyunu, Darı Sulama, Değirmenci, Muhtar, Kalaycı, Kalkağan Şenliği, Çulapı 
(Üç Ayaklı Çatal Ağaç) Oyunu,


Yöresel El Sanatları 

Halı 
Genellikle ilkel tezgahlarda dokunmaktadır. İlkel metodlarla yapılan halıların tezgahı , önce karşılıklı dört adet kazık çakılır. Kazıklar sabit olup halının uzunluğuna ve enine göre ayarlanarak çakılır. Kazıkların arka tarafına birer ağaç yerleştirilir. Daha sonra halının başlama kısmına kasnak yerleştirilir. Dokuma işinde ilmekler atılır, ilmek uzunluğu kadar kesildikten sonra kerkitle sıkıştırılır. Halı makas ile kesilir. Tezgahta tek kişi çalışır. 

Kilim 

Tezgahın kuruluşu ilkel halı tezgahının aynısıdır. Kilim dokumada halıdan farklı olarak ilmekler atılmayıp, çözgü iplerinin arasından masura geçirilir ve kerkitle sıkıştırılır. 

Palas 

Palas keçi kılından oluşan iple yapılır.Tezgahı kilim tezgahının aynısı olup fazla desen işlerine yer verilmez. Daha çok simetrik ve geometrik desenler kullanılır. 

Heybe 

Kolayca eşya ve yük taşımak için birbirine yapışık iki torbadan ibarettir.Genellikle heybe omuzda, at ve diğer yük hayvanlarında yük taşıma aracı olarak kullanılmaktadır. 

Keçe 

Diktörtgen biçiminde dikilip soğuk günlerde çobanlara giydirilir. 

Çorap ve Eldiven
 
Çorap yapımına üç şişle başlanır. Çorabın yapılışı tahminen dört santime ulaştığı zaman şiş sayısı beşe çıkarılır. Çoraplar beyaz düz ve desenli olarak örülür.


Adetler

Her toplumun kendine has adet ve inanışları vardır. Yöremizde geçmişten günümüze gelen ve halk arasında var olan, töreler, adetler, inançlar halk tabipliği az da olsa itibar görmektedir. 

* Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmayıncaya kadar evden çıkarılmaz, o ev komşulara ateş vermez. 

* Yeni doğan çocuğun kulağına ezan okunur. 

* Karga (Saksağan) kapıda öterse uğursuzluk getirir 

*Eve yeni gelen gelinin kayınbaba ve kayınbiraderlerle konuşması ayıplanır. 

*Aile büyüklerine karşı çocuğu kucağına alma, onunla ilgilenme ve sevme hoş karşılanmaz. 

* Güneş ve ay tutulmalarında ezan okunur ve iki rekat namaz kılınır. 

*Kesilen tırnaklar toprağa gömülür. 

*Köpeklerin uluması uğursuzluk getirir. 

* Cuma günleri yaş odun kesilmez,ekin biçilmez 

* Ölü evinde üçgün yemek pişirilmez 

*Yeni doğan bebeğin kesilen göbeği cami duvarına konursa çocuk din alimi, okul duvarına konursa tahsilli olur. 

*Sarılık hastalığına yakalanan kimselere sarı boncuk veya altın takılır, sarı elbise giydirilir. 

* Cuma günleri çamaşır yıkanmaz. 

* Nazardan korunmak için mavi boncuk veya muska takılır. 

 
Edebiyat

Atasözleri ve Deyimler 

Bingöl ili ve yöresinde halkın kullandığı Atasözleri ve Deyimler 

1- Adı çıkacağına canı çıksın 

2- Ağa malı deniz yemiyen domuz 

3- Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur 

4- Açtı ağzını yumdu gözünü 

5- Ağzından bal akıyor 

6- Ak ile kara dere kenarında belli olur 

7- Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme 

8- Allah dağına göre kar yağdırır 

9- Almadan vermek Allah'a mahsustur 

10-Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al  

MANİLER 
Amca kızı damdadır 
Beş parmağı kandadır 
Gittim kanı silmeye 
Baktım gönlü bendedir 

Karanfilin filizi 
Kim bilir içimizi 
Hafif bir rüzgar esti 
Ayırdı ikimizi 

Yarimin adı Ahmet 
Setresi emanet 
Emanetse emanet 
Yine gönlümde Ahmet 


TURİZM AKTİVİTELERİ 


Bingöl İli, özellikle doğa zenginliği ile yerli ve yabancı turistleri kendine çekebilecek potansiyele sahiptir. Tarih boyunca Bingöl'ün birçok kavimler tarafından otlak ve yayla olarak kullanılması sonucu, ilin önemli tarihi eserlere sahip olması mümkün olmamıştır. Bu nedenle, ilin kültür turizmi açısından fazla bir beklentisi bulunmamaktadır. Bingöl, temel çekiciliğini doğasının zenginliğinde ve güzelliğinde bulmaktadır. 
Bingöl'ün doğa güzelliğini ünlü Türk yazarı ve gezgini Evliya Çelebi , seyahatname adlı eserinde uzun uzadıya anlatır. Evliya Çelebi , Türkiye'nin çeşitli yörelerinde bulunan yaylaları ismen sayar ve bu yaylaların içinde en meşhur, en güzel ve en beğenilen yaylanın Bingöl Yaylası olduğunu söyler. Ünlü gezgin, Bingöl yaylalarında bulunan bitki türlerinden, çok çeşitli çiçeklerden, göllerden ve bu göllerde yetişen balık türlerinden hayranlıkla söz eder ve göllerle ilgili efsaneleri dile getirir. 

Yaylalar ve doğal göllerin yanında göletler, ormanlar, mesire yerleri, soğuk sular, termal su kaynakları, içmeler, Güneşin Doğuşu, Yüzen Ada, av turizmine ve kış sporları etkinliklerine uygunluk doğaya dönük turizm potansiyeli içinde sayılabilir. Turizm çeşitleri bu alanlarda yaygınlaştırılabilir. Konuya bu açıdan bakıldığında, yayla turizmi, sağlık turizmi, orman turizmi, av turizmi ve kış sporu etkinlikleri gerekli tedbirlerin alınması durumunda ilin sosyo-ekonomik kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacak alanlar olacaktır. 

Kış Turizmi

Bingöl Kayak Merkezi'nin şehir merkezine olan uzaklığı 25 km’dir. Ulaşımın özel araçlarla sağlandığı kayak merkezinde karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup kayak sezonu aralık ayında başlayıp mart ayına kadar devam etmektedir. 

Kayak merkezinde, 50 yatak kapasiteli bir kayak evi bulunmakta, sağlık ve diğer hizmetler için Bingöl kent merkezine gitmek gerekmektedir. 

Kayak merkezinde bulunan pistin uzunluğu 1.000 m. olup, acemi ve ileri düzey kayakçılar için güzergâhlar bulunmaktadır. Ortalama meylin %25 olduğu merkezde alt istasyon 1.650 m., üst istasyon 1.890 m. yüksekliğindedir.


Termal Turizm

 

Kös Kaplıcaları 
Bingöl – Karlıova karayolunun 20. km’sinde yer alan kaplıcalara ulaşım yaz ve kış aylarında rahatlıkla sağlanabilmektedir. Yapılan araştırmalar, kaplıca suyunun içildiğinde, mide motolitesini artırdığını, maden suyu olarak içilebileceği, romatizma ve kadın hastalıklarına iyi geldiğini ortaya koymuştur.


Kamp ve Karavan Turizmi

Yolçatı ve Kığı kayak evleri kamp ve karavan turizmine elverişli imkanlar sunmaktadırlar. 
Yüzen Ada 
Solhan ilçesinin Hazarşah köyü Aksakal mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada tamamen doğal, üç tarafı dağlar ve tepeler ile çevrilmiş bir krater gölüdür. Yüzen Ada şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat görüntüsüne sahiptir. Gölün ortasında bulunan iki ada, göl üzerinde serbest hareket etme kabiliyetine sahiptir. Adalar göl içinde bağımsızdır ve üzerinde iken adaların iki yana ağır ağır hareket ettiğini görmek mümkündür. Balık yetiştirmenin mümkün olduğu göldeki su tatlı olup, herhangi bir madensel tuz ihtiva etmemektedir.


Mağaralar

Bingöl ilinde belli bir tarihi geçmişe ve insan eliyle işlenmiş bir yapıya sahip olan mağaralar vardır. 


Kiğı Çiçektepe Köyü Mağarası 
Mağara, Kiğı ilçesinin Çiçektepe köyünde, Sivri Dağı'nın eteğinde bulunmaktadır. Mağarada iki oda, at için yer, yemlik ve çocuk beşiği mevcuttur. Mağaranın bulunduğu yer oldukça eğimli bir yapıya sahiptir. Ayrıca Mağara önündeki mevcut yolla Erzincan'a gidildiği rivayet edilmektedir. 

Bu mağara, Kiğı'nın çok eski çağlardan beri insan topluluklarına mesken olduğunu göstermektedir. 

Zağ Mağarası 
Zağ Mağarası, Murat Nehri kıyısında, Gökçeli ve Yenidal köyleri arasında sarp bir kayalıkta bulunmaktadır. Murat Nehri'ne bakan tarafı yerden 200-300 metre yükseklikte olup kayaların oyulmasıyla yapılmıştır. 

Mağara, üç kat üzerinde kurulmuştur. Her bir katında da 26 oda mevcuttur. Katlar arası geçiş yuvarlak bacalarla, odadan odaya geçişler ise kapılarla sağlanmıştır. Birinci katta Zahire deposu olarak kullanıldığı sanılan kuyular, alt katta oturma odaları, en üst katta iki haremlik odası mevcuttur. Mağara zaman içinde hasar görmüşse de şu anda 17 odası hala yapısını korumaktadır. 

Kalkanlı Köyü Mağaraları 
Yayladere ilçesine bağlı Kalkanlı Köyü yakınlarında bulunan mağaralar, bir çok oyma sanatı ile süslenmiştir. Mağaralar ve mağaraların çevrelediği şelale turistik bir öneme sahiptir. 


Kübik Mağarası 
Kübik mağarası, Karlıova ilçesinin Kübik Köyü yakınlarındadır. Içinde cilalı Taş ve Tunç Devrine ait bazı kalıntılar vardır. Duvarlarında bir takım oymalar ve işlemeler mevcuttur.

bottom of page